Tozkoparan İskender Kimdir? Gerçekte Var mıydı?
Tozkoparan İskender, 15.yy sonu, 16. yy başlarında yaşamış bir okçudur. Kayıtlara geçmiş birçok hikayesi olan, bugün bile kırılamayan rekorları bulunan, solak bir okçu, bir yeniçeridir. Tozkoparan İskender gerçekten var mıydı sorusunun cevabı şüphesiz şekilde evettir. Seferde ve barışta, sultanı korumakla görevli solak okçu zümresi vardır. Özel bir dikkatle seçilip yetiştirilen, zamanında 400’e kadar çıkmış sayılarıyla solaklar, en başarılı okçulardı. Tozkoparan İskender’in de öne çıkan özelliklerinden birisi, solak olmasıdır.
İskender, doğum ve ölüm tarihi net olarak kayıtlı olmayan, devşirme bir okçudur. Okçuluk yaparak Tozkoparan lakabını almıştır. Tozkoparan İskender sade bir vatandaşken ünü yüzyılları aşmış, mahallelere ve köylere adını vermiş bir şahsiyettir. İstanbul ziyaretinizde Merter civarında tabelalarda Tozkoparan ismini görünce şaşırmayın, İskender’in lakabı buralara kadar gelmiş ve bir mahalleye adını da vermiştir.
Tozkoparan İskender; Türk okçuluk tarihinin en önemli kişiliklerinden, kimilerine göre tartışmasız en büyük Türk okçusu. Rüştünü hem savaşta, hem denizde, hem de karada ispatlamış bir Osmanlı askeri, menzil okçusu. İki padişah görmüş, Osmanlı’nın 10 farklı menzil koşusunda menzil taşı diktirmiş, yani rekor kırmış bir “Tozkoparan”, bir yeniçeridir. Dünya okçuluk tarihinde aşılamamış en büyük menzil atış rekoru sahibidir.Rivayet olunur ki, bir gün meydanda, tuttuğu yeni bir yayın kabzasını şevkle sıkmış, kabzayı kaplayan toz parmaklarına yapışıp kopmuştu. Hazır bulunan meydan pîrlerinden Yıldırımlı Baba, hayranlıkla, “Bu pehlivan toz koparan!” demiş, lakabı oradan kalmıştı. Bir başka rivayete göre de Şeyh Hamdullah, İskender’i Sultan II. Bayezid’e götürdüğü gün, pehlivan yayı çekerek tozunu koparmış, bunu gören padişah “Bu adam toz koparan ancak!” dediği için böyle anılmıştır.