İngilizce Fiillerin İkinci Halleri ve Anlamları
Düzenli Fiiller
Şu ana kadar bahsettiğimiz gibi geçmiş zaman için İngilizcede düzenli fiiller ve düzensiz fiiller kullanılır. Düzenli fiiller, belli bir kurala bağlı olduğu için öğrenmesi ve kullanması daha kolay gelebilir. Düzenli fiillerin sonunda “-ed” takısı getirmek cümleyi geçmiş zamanda kurmak için çoğu zaman yeterlidir. Çoğu zaman diyoruz, çünkü bunun da küçük istisnaları olabiliyor.
Önce birkaç örnekle başlayalım:
visit – visited (ziyaret etmek)
help – helped (yardım etmek)
wash – washed (yıkamak)
Örnek cümlede kullanımını görmek isterseniz;
I visit my grandparents every week. – I visited my grandparents yesterday.
Burada gördüğünüz ilk cümle her hafta yapılan bir rutini ifade ederken, ikinci cümle dün gerçekleşmiş bir olayı ifade ediyor. Bu nedenle ziyaret etmek anlamına gelen “visit” kelimesi sonuna “-ed” eklenerek geçmiş zamana dönüştürüldü.
Peki bahsettiğimiz istisnalar neler?
- Eğer fiilin sonu “-e” harfi ile bitiyorsa sadece “-d” harfi getirilir.
Örneğin: move – moved (hareket etmek) ve die – died (ölmek)
- Eğer fiil sessiz harfi takip eden (-y) ile bitiyorsa “y” harfi kalkar yerine “-ied” getirilir.
Örneğin: cry – cried (ağlamak) ve worry – worried (endişelenmek)
(-y) harfinden önce sesli harf varsa “-ed” ekleriz. Örneğin, play – played (oynamak).
- Eğer tek heceli fiilin sonu (sessiz)+(sesli)+(sessiz) olarak bitiyorsa ve son harfi W, X değilse spn harf tekrarlanır.
Örneğin: plan – planned (planlamak)
Düzensiz fiiller
İngilizce fiillerin ikinci halleri dediğimiz zaman büyük oranda bu fiilleri anlayabilirsiniz. Bu fiiller belli bir kurala bağlı olmaksızın kendine has şekilde çekimlenirler. Birazdan listeleyeceğimiz fiillerde göreceğiniz benzerlikleri, hatırlamanıza yardım olacak şekilde aklınızda tutsanız da bunun bir kuralı olmadığını unutmayın.
Düzensiz fiiller, bazen hiçbir değişikliğe uğramadan İngilizce fiillerin ikinci haline dönüşebilir.
Örneğin;
bid – bid (emretmek)
run – run (koşmak)
bet – bet (bahse girmek)
cost – cost (değer biçmek)
cut – cut (kesmek)
Listelediğimiz fiillerin hepsinin kısa olması, kısa fiillerin değişmeden ikinci hal olarak kullanıldığı anlamına gelmez. Şimdi, hiçbir mantıksal sebebi veya dilbilimsel açıklaması olmaksızın değişerek İngilizce fiillerin ikinci halleri olarak kullanılan örneklere bir bakalım. Bu değişiklikler, dilin tarihsel olarak dönüşmesiyle ortaya çıkmıştır.
dig – dug (kazmak)
do – did (yapmak)
be – was / were (olmak)
eat – ate (yemek)
Gördüğünüz gibi aynı kalmayan kısa kelimeler de mevcut. Daha farklı İngilizce fiilerin ikinci halleri listesine de bir göz atalım:
drink – drank (içmek)
build – built (inşa etmek)
bring – brought (getirmek)
sing – sang (şarkı söylemek)
Şimdi, gelin İngilizce fiillerin ikinci halleri listemizden bazı kelimeleri kullanarak cümle kuralım.
A little child sang a song in the train. (Küçük bir çocuk trende şarkı söyledi.)
My friend spent all his money in a bookstore. (Arkadaşım kitapçıda tüm parasını harcadı)
Our teacher told us a story this morning. (Bu sabah öğretmenimiz bir hikaye anlattı)
İngilizce fiillerin ikinci halleri söz konusu olduğunda düzensiz fiillerin belli bir kuralı olmadığı için, herhangi bir istisnadan da söz edemeyiz.
İngilizce fiillerin ikinci halleri – düzensiz fiiller listesi
1. Hali Base Form | 2. Hali Past Simple | Türkçe Anlamı |
awake | awoke | uyanmak |
be | was, were | olmak |
beat | beat | vurmak |
become | became | olmak |
begin | began | başlamak |
bend | bent | bükmek |
bet | bet | bahse girmek |
bid | bid | emretmek |
bite | bit | ısırmak |
blow | blew | esmek |
break | broke | kırmak |
bring | brought | getirmek |
broadcast | broadcast | yayımlamak |
build | built | inşa etmek |
burst | burst | patlamak |
burn | burned/burnt | yakmak |
buy | bought | satın almak |
catch | caught | yakalamak |
choose | chose | seçmek |
come | came | gelmek |
cost | cost | değer biçmek |
creep | crept | emeklemek |
cut | cut | kesmek |
deal | dealt | anlaşmak |
dig | dug | kazmak |
do | did | yapmak |
draw | drew | çekmek |
dream | dreamed/dreamt | rüya görmek |
drive | drove | sürmek |
drink | drank | içmek |
eat | ate | yemek yemek |
fall | fell | düşmek |
feed | fed | beslemek |
feel | felt | hissetmek |
fight | fought | dövüşmek |
find | found | bulmak |
flee | fled | firar etmek |
fly | flew | uçmak |
forbid | forbade | yasaklamak |
forget | forgot | unutmak |
forgive | forgave | affetmek |
freeze | froze | donmak |
get | got | elde etmek |
give | gave | vermek |
go | went | gitmek |
grow | grew | büyümek |
hang | hung | asmak |
have | had | sahip olmak |
hear | heard | duymak |
hide | hid | saklamak |
hit | hit | vurmak |
hold | held | tutmak |
hurt | hurt | yaralanmak |
keep | kept | saklamak |
know | knew | bilmek |
lay | laid | yaymak |
lead | led | rehberlik etmek |
learn | learned/learnt | öğretmek |
leave | left | ayrılmak |
lend | lent | ödünç vermek |
let | let | izin vermek |
lie | lay | yalan söylemek |
lose | lost | kaybetmek |
make | made | yapmak |
mean | meant | anlamına gelmek |
meet | met | buluşmak |
pay | paid | ödemek |
put | put | koymak |
read | read | okumak |
ride | rode | binmek |
ring | rang | çalmak |
rise | rose | yükselmek |
run | ran | koşmak |
say | said | söylemek |
see | saw | görmek |
sell | sold | satmak |
send | sent | göndermek |
show | showed | göstermek |
shut | shut | kapamak |
sing | sang | şarkı söylemek |
sit | sat | oturmak |
sleep | slept | uyumak |
speak | spoke | konuşmak |
spend | spent | harcamak |
stand | stood | ayakta durmak |
swim | swam | yüzmek |
take | took | almak |
teach | taught | öğretmek |
tear | tore | yırtmak |
tell | told | anlatmak |
think | thought | düşünmek |
throw | threw | fırlatmak |
understand | understood | anlamak |
wake | woke | uyanmak |
wear | wore | giymek |
win | won | kazanmak |
write | wrote | yazmak |